Uzunca bir süre geçti. Bir kaç şey üst üste geldi. Burada felaket tellalı gibi yazmak hoş değil ama daha önce bahsettiğim çok sevdiğimiz aile dostumuzu kaybettik. Belki okuyana imkansız gelecek ama sene yazmıyorum böyle uzun bir dostlukta bir an (bir gün uzun bir süredir) bile bizi kırmamış bir insandı. Gideni geri getirmek imkansız. Ama acısı bir başka oluyormuş böyle insanın. Bazen ya bir kere de kırsaydı içimiz sızladığında o gelseydi aklımıza diyor insan. (Bencilce ama gerçek)
Bir hafta sonra başka bir hadise yaşayınca anladım ki insan böylece gidince kaybedilmiş olmuyormuş. Evet ben çok sevdiğim aile dostumuzu hiç kaybetmemişim. Çünkü onu hala çok seviyoruz hala özlüyoruz. Gitmemiş ama benim için gitmiş insanlardan çooook...Tarifsiz acıma tarifsiz teselli oldu.
Küçük kahvaltımız bu acılardan bir kaç gün önceydi. Olmadı koyamadım. O gün güzel bir gündü bizim için. Ama böyle uzun bir aradan sonra koyabildim. Misafirimizle yapabildiğimiz küçük bir kahvaltı. Farklı olarak Zerrin'in Patlıcan Sarması ve bir de kek yaptım. Tatlı olarak İncir ve kayısı tatlısı var. Ama bakıyorum vakit gece yarısı tarifleri yarın yazacağım.
Yorumlar
Yorum Gönder