Bugün Dünya Sağlık Günü. Teması ise "Tarladan Tabağa Gıda Güvenirliği". Ve konuyla ilgili çeşitli mesajlar yayınlıyor uzmanlar. Lakin sağlıklı beslenmek ve güvenilir gıdaya erişmek her yiğidin hakkı değil. Biraz maddiyat gerektiriyor. Helede organik gıda? Bu işlerde devlet kontrolü ne seviyede bilemem ama en organik denilen gıdalarda bile yetiştirilirken çeşitli gübreler kullanıldığını duyuyoruz.Gönül organik olduğuna inanmak istiyor, inanıyoruz derinine düşünürsek aç karnına ve daha sağlıksız oturabiliriz. Neyse ben sağlık demişken sağlıklı bir tarif vereyim;
Soğan yemeklik doğranır.Tereyağ tencerede eritilir, soğanlar hafif pembe kavrulur.
Biberler ince kıyılır, domatesler küçük küpler halinde doğranır tencereye ilave edilir.
Salçalar ilave edilir karıştırılır, et suyu eklenir. Haşlanmış mercimek ve nohut ilave edilir.
6-7 dakika kaynadıktan sonraerişteler ilave edilir.
10- 15 dakika kaynadıktan sonra kekik ve biber eklenir.
Servis için tabağa alınır. Afiyet olsun!
Ben bu çorbayı kendi yöresel yemeklerimizden sanıyordum. Geçtiğimiz aylarda birisi Osmanlı zamanından beri bu çorbanın Sakala Çarpan Çorbası adıyla bazı yörelerde yapıldığını söyledi. Malum genelde sakal uzun, erişte uzun çarpışıyorlar.
Çorba candır... Hastaya, sağa, anneye, çocuğa. Dişi ağrıyana tanesiz, başı ağrıyana naneli, midesi ağrıyana sütlü, kansız olana mercimekli, gripliye ekşili vb çeşnisi değişir gideri değişmez. Ama biride kalkıp adına bir hikaye yazmaz. Kalemim çok güçlü değildir lakin hep düşünürüm bir hikaye eden olsa diye sonunda kıyamadım içim dayanmadı ben yazdım: Ve işte ilki ;
Yorumlar
Yorum Gönder