Hani derler ya “Allah ağzımızın tadını bozmasın”. Zaman bana öğretti ki çok güzel bir duaymış bu. Çoğu hastalık bir miktar ağzınızın tadını ve tuzunu alır. Ama bu hastalık neredeyse hepsini alır. Şekerli her gıda yasaktır neredeyse. Tuzun fazlası da yasaktır. Doktorlar tarafından verilen listelere ilaveten bu dertte kadrolu olmuş insanların tavsiyelerini devamlı okuyorum. Hekimden değil çekenden sor demişler zira. Bu yazıyı da benim gibi zor da ve ilk günlerinde olan birine faydası olur diye yazıyorum.
Bu zor günlerin başlangıcında doktorlar kemik suyuna çorba ve ev yoğurdu tavsiye ediyorlar. Yoğurt için hakiki dostlar yeterliydi ilk günler. Ama kemik suyu??? Yemekle ilgim olmasına rağmen bu konuda çok zorlanmıştım. Önce koydum bir saaat kaynattım olmuş muydu? Öğrenmiştim ki olmamış! Mesele su değilde kemikteki tüm faydanın suya geçip o suyun görüntü olarak yoğun bir kıvamda ve jölelenmiş olmasıymış. İçiniz yanıyor bir taraftan yapmanız gereken şeyleri yapamıyorsunuz. O programdan bu programdan seyredecek vakit yok. Hazırlanmış videoları izliyorum yarısı var yarısı yok. Galiba üç veya dördüncü denemede doğru sonuca ulaşabildim. Bu arada bu hastalık elbette Allah'tan gelen birşey şikayet etmek hakkımız yok. Lakin bu kemik suyu olayı çok netameli bir iş. Hani halk arasında amiyane bir tabir vardır zamansız konuşanlar için " Sana kemik atan mı oldu?" derler. Meğer o atılan kemik gerçekten çok değerliymiş. Market tarzı alışverişe geçmeden önce mahallemizde bir kasabımız vardı. Tek tek hazırlardı istediklerimizi. Maalesef çok eskide kaldı. Arkadaş kemik bulmak ne mümkün? Parasıyla ama bulamıyorsunuz. Eskiden olsa köpeklere alıyorlar derdim lakin oturduğumuz yerde sokak köpeklerine bile hazır paketlerden getirip döküyorlar. Hastalıktan ziyade bayanların cilt yaşlanmasını geciktirmek için kaynatıp içtiğini duyunca anlamıştım kemiğin kıymetini ve neden bulamadığımızı. İşte bu zor durumda yine dostlar imdada yetişti. Rahmeti Vasfi Bey amca bu sorunu bir sene çözdü. Tertemiz ve hızlı bir şekilde bize ulaştırırdı bu kıymetli kemikleri. Kendisini ani bir şekide kaybettiğimizde yeni yerler bulduk. Yani yılmayın arayın mutlaka bulacaksınız. Ve sakın aldanmayın zira dalgın kafayla buldum kemiği zannederken size kokmuş kemikleri verebiliyorlar. Neyse sergüzeşti tarifinden uzun oldu. Gerçekten zorda olan birisine faydası olması umuduyla yazıyorum zira tariflere ayıracak vaktim olmuyor pek.
Bu zor günlerin başlangıcında doktorlar kemik suyuna çorba ve ev yoğurdu tavsiye ediyorlar. Yoğurt için hakiki dostlar yeterliydi ilk günler. Ama kemik suyu??? Yemekle ilgim olmasına rağmen bu konuda çok zorlanmıştım. Önce koydum bir saaat kaynattım olmuş muydu? Öğrenmiştim ki olmamış! Mesele su değilde kemikteki tüm faydanın suya geçip o suyun görüntü olarak yoğun bir kıvamda ve jölelenmiş olmasıymış. İçiniz yanıyor bir taraftan yapmanız gereken şeyleri yapamıyorsunuz. O programdan bu programdan seyredecek vakit yok. Hazırlanmış videoları izliyorum yarısı var yarısı yok. Galiba üç veya dördüncü denemede doğru sonuca ulaşabildim. Bu arada bu hastalık elbette Allah'tan gelen birşey şikayet etmek hakkımız yok. Lakin bu kemik suyu olayı çok netameli bir iş. Hani halk arasında amiyane bir tabir vardır zamansız konuşanlar için " Sana kemik atan mı oldu?" derler. Meğer o atılan kemik gerçekten çok değerliymiş. Market tarzı alışverişe geçmeden önce mahallemizde bir kasabımız vardı. Tek tek hazırlardı istediklerimizi. Maalesef çok eskide kaldı. Arkadaş kemik bulmak ne mümkün? Parasıyla ama bulamıyorsunuz. Eskiden olsa köpeklere alıyorlar derdim lakin oturduğumuz yerde sokak köpeklerine bile hazır paketlerden getirip döküyorlar. Hastalıktan ziyade bayanların cilt yaşlanmasını geciktirmek için kaynatıp içtiğini duyunca anlamıştım kemiğin kıymetini ve neden bulamadığımızı. İşte bu zor durumda yine dostlar imdada yetişti. Rahmeti Vasfi Bey amca bu sorunu bir sene çözdü. Tertemiz ve hızlı bir şekilde bize ulaştırırdı bu kıymetli kemikleri. Kendisini ani bir şekide kaybettiğimizde yeni yerler bulduk. Yani yılmayın arayın mutlaka bulacaksınız. Ve sakın aldanmayın zira dalgın kafayla buldum kemiği zannederken size kokmuş kemikleri verebiliyorlar. Neyse sergüzeşti tarifinden uzun oldu. Gerçekten zorda olan birisine faydası olması umuduyla yazıyorum zira tariflere ayıracak vaktim olmuyor pek.
Kemik Suyu Nasıl Çıkarılır:
Malzemeler;
- 2 Paket kuzu kemik
- 3 Kuru soğan
- 1 Baş sarımsak
- 2 Kereviz ve sapı
- 4 Havuç
- 2 yemek kaşığı tuz
- 2 yemek kaşığı sirke
- 5-6 Defne yaprağı
- 6-7 Tane karabiber
Hazırlanışı:
- Kemikler soğuk suyla birkaç kez yıkanır. Büyükçe bir tencereye bir yemek kaşığı tuz koyulur kemikler içinde yarım saat içinde bekletilir.
- Soğan, sarımsak ve kereviz soyulur, yıkanır. Büyük bir tencerenin altına koyulur. Üzerine tekrar yıkanan kemikler kapatılır. Tencere aldığı kadar su doldurulur. Üstüne tuz ve sirke ilave edilir
- Önce hızlı ateşte kaynatılır Sonra kısık ateşte kaynadıkça üstüne çıkan siyah köpükler bir kaşıkla alınır. Bu yaklaşık bir saat sürüyor.
- Köpükler bittikten sonra normal tencerede pişiriliyorsa 5 saat, normal tencerede pişiriyorsanız 8-9 saat pişirilir
- Ocaktan alıp soğumaya bırakılır. Ilınınca ince bir süzgeçten bir tencereye süzülür. (Eğer aynı gün çorba yapmayı düşünüyorsanız kemikleri atmayın)
- Kemik suyu dolaba koyacak ısıya ulaşınca buzdolabında bekletilir. İçindeki yağ üstüne çıkıyor ve donuyor. Bu beyaz tabakayı üstünden toplanır. Şayet toplamazsanız yüksek kolesterole davetiye çıkarılmış olur.
- Yavaş yavaş jölelenmeye başlayan kemik suyunuzu porsiyonlara bölebilirsiniz. Kullanacağız büyüklükte kağıt kaplarda doldurup, derin dondurucuda dondurulur.
- Sonra ister kaplardan çıkarır, ister kağıt kaplarla birlikte dolap poşetlerine koyarsınız. İsteyen buz kaplarında dondurup sadece hastaya kullanır.
Yorumlar
Yorum Gönder